MarkaWorld.com

ATA YATIRIM YENİ YILDA PARANIZIN FALINA BAKTI: “2016 BOĞALARIN ŞANSLI YILI OLACAK…”

ATA YATIRIM YENİ YILDA PARANIZIN FALINA BAKTI: “2016 BOĞALARIN ŞANSLI YILI OLACAK…”
04 Ocak 2016 - 12:28 'de eklendi ve 1473 kez görüntülendi.

Ata Yatırım, geçtiğimiz yıl yaşadığımız belirsizliklerin, yerini daha yönetilebilir risklere bırakmasıyla birlikte, 2016’nın, piyasalar açısından ‘yükselişi’ temsil eden ‘Boğaların Yılı’ olacağı öngörüsünde bulundu.

ata_2

Türkiye’nin öncü finans kurumlarından Ata Yatırım, 2016’da piyasaların falına baktı. 2015 yılında yaşanan belirsizliklerden çoğunun geride kaldığını belirten Ata Yatırım uzmanları, “2016 Boğaların Şanslı Yılı Olacak” öngörüsünde bulundu. 2015 yılı boyunca birçok olumsuzluğun yaşandığını, ancak bunların çoğunun fiyatlandığını belirten Ata uzmanları 2016 yılı için iyimser tahminlerde bulundular. Ata Yatırım Araştırma’dan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Cemal Demirtaş, kurum olarak 2015 yılı özetini ve 2016 yılı piyasa beklentilerini şöyle dile getirdi:

2015, Gelişmekte Olan Ülkeler ve Türkiye İçin Zor Bir Yıl Oldu

2015 Ocak ayında 2.3 ABD Dolar kuru ile başlayan piyasalarda 2 yıllık TL bonoları %6.5 ile işlem görüyordu. Haziran seçimleriyle birlikte artan politik tansiyon ve gelişmekte olan ülkelerde gerçekleşen sermaye çıkışları piyasaları olumsuz etkiledi. Petrol ve diğer emtia fiyatlarındaki düşüşün yaratacağı iyimserlik, bu risklerin gölgesinde kaldı. Türk Lirası, dolar karşısında %25 düzeyinde değer kaybederken, bono getirileri %10’un üzerine yükseldi. 2015 yılı Ocak–Kasım periyodunda, kısa vadeli sermaye çıkışları 7.5 milyar dolar düzeyinde gerçekleşti. 2015’te piyasalar zorlu iki genel seçim dönemini geride bırakırken, önümüzdeki 4 yıllık süre için tek başına yetki alan AKP hükümeti, güven ortamını güçlendirdi. “2016 yılında Rusya ile yaşanan krizin etkisi ve daha güçlü ekonomik büyüme ile birlikte cari açıkta bir önceki tahminimize göre hafif bir kötüleşme öngörüyoruz” diyen Ata Yatırım Araştırma’dan Sorumlu GMYCemal Demirtaş, Ata Yatırım olarak 2016 ile ilgili beklentilerini ise şöyle detaylandırdı:

ata_3

2016 Yılında Paranız Nelerle Karşılaşacak?

2015, yılı gelişmekte olan ülkelerden rekor seviyede sermaye çıkışının yaşandığı (IIF verilerine göre 540 milyar ABD Doları) zorlu bir yıl oldu. ABD Merkez Bankası’nın (FED) kademeli faiz artışlarının başlaması ve bölgemizdeki yüksek jeopolitik gerilim sebebiyle 2016 da şüphesiz kolay bir yıl olmayacak. Ancak Türkiye’nin 2016 yılına girerken güçlü yönleri bulunuyor. Bunları, 1) Büyüme ve reform odaklı programı ile güçlü bir hükümet, 2) Cari açığın daha yönetilebilir seviyelere doğru daralmaya devam etmesi, 3) Güçlü mâli disiplinin korunması olarak sıralayabiliriz. Diğer yandan olası riskleri ise 1) Rusya ile gerilimin tırmanması ya da Suriye ile ilgili jeopolitik risklerin artması, 2) Merkez Bankası’nın bağımsızlığı konusundaki gelişmeler, 3) Reform kararlarının uygulanmasında gecikme yaşanması olarak sıralayabiliriz.

BIST100: Yoğun seçim sürecinin yaşandığı, jeopolitik risklerin arttığı, FED faiz artırım sürecine ilişkin beklentilerin gölgesinde, TL’nin dolara karşı değer kaybı %20’ye ulaşırken, BIST100 endeksinin dolar bazında değer kaybı %31 seviyesine ulaştı. Mevcut seviyelerde, BIST100 endeksi Fiyat/Kazanç çarpanı bazında, diğer gelişmekte olan ülke borsalarına göre %26 daha ucuz görünmektedir. Önümüzdeki yıl, ekonominin büyüme hızının göreceli artış ve TL’nin daha istikrarlı bir seyir izlemesiyle birlikte, bankacılık sektörünün de katkısıyla, hisse senedi piyasasında yukarı yönlü bir trend öngörüyoruz. Mevcut değerlemelerimiz, 12 aylık dönemde BIST100 endeksinin 97,000 seviyelerine ulaşabileceğini işaret etmektedir. Öte yandan, önümüzdeki yıla ilişkin jeopolitik tansiyonun artması, gelişmekte olan ülkelerden muhtemel fon çıkışları ve TL’nin üzerinde oluşabilecek baskı, önemli riskler olarak sıralanabilir.

Büyüme: 2015 3. Çeyrek büyümesinin %4 ile beklentilerin üzerinde gerçekleşmesi üzerine 2015 büyüme tahminimizi %2.7’den %3.5’e yükselttik. 2016 yılı büyüme beklentimizi ise %3’ten %3.5’e çıkardık. Dış etkenler de (Jeopolitik riskler ve global likidite koşulları) görünümü desteklemezken, hükümetin açıklayabileceği teşvikler (GSYİH’nin maksimum %1’i) yurt içi talebi canlandırmaya yardımcı olacaktır.

Döviz Kurları: 2015 yılında yaklaşık %25 değer kaybeden (Mayıs 2013’ten itibaren yaklaşık %40) Türk Lirası’nda 2016 yılında daha yavaş bir devalüasyon trendi öngörmekteyiz. TÜFE bazlı Reel Efektif Döviz Kuru’nun güncel seviyesi 99.5 olurken, bu değer Eylül ayında tarihsel düşük noktalarından biri olan 91.5 seviyesindeydi. Güncel seviye, tarihsel ortalamasıyla karşılaştırıldığında TL’nin %10 kadar düşük değerlenmiş olduğu görülmektedir. Yılsonu ABD$/TL kuru beklentimizi, 2016 için ise 3.19’dan 3.15’e indirdik.

Faiz Görünümü: Merkez Bankası, Aralık toplantısında faiz tarafındaki duruşunu korudu. Türk Lirası’nın son dönemde güçlü seyretmesi, petrol fiyatlarında devam eden düşüş, (bu sayede gerçekleşecek olan 2016’da daha düşük cari açık ve daha düşük finansman ihtiyacı) bu kararın arkasındaki ana nedenler olarak görünmektedir. Piyasa ise ortalama fonlama maliyetine odaklanmayı sürdürecek (güncel: %8.9, politika faizi: %7.5). ABD’den gelebilecek daha zayıf veriler daha düşük faiz artırımını getirebilir ve bu da TCMB’yi daha güvercin bir duruş konusunda destekleyebilir.

Enflasyon: 2015, TCMB’nin enflasyon tahminini tutturamadığı bir yıl daha olarak tarihe geçmiştir. Yüksek gıda enflasyonu ve kur geçişkenliği, enflasyonu yükselten unsurlar olurken; düşük enerji fiyatları, enflasyona pozitif katkıda bulunuyor. 2016 yılı için enflasyon beklentimizi %7.5 olarak korumaktayız; TCMB’nin beklentisi olan %6.5 ise daha önceki yıllardaki beklenti/gerçekleşme performansı göz önüne alındığında, yine iyimser duruyor.

Mâli Politika: Sıkı mâli politika AKP hükümetlerinin geçmiş dönemlerden beri önemli başarılı bir yönü oldu. İki seçimin yaşandığı bir yılda dahi, merkezi bütçe açığı küresel standartlarda övgü hak eden bir seviye olan GSYİH’nin %1.2’leri seviyesinde olması önemli bir başarıdır. Hükümet programında da belirtildiği üzere, çeşitli destek programları ile 2016 büyümesinin desteklenmesi merkezi bütçe’ye GSYİH’nin %1’i (20-22 Milyar TL) kadar yük getirebilir. Cari açığın daraldığı bir dönemde, bütçe disiplinindeki bu gevşemenin piyasaları çok rahatsız edeceğini düşünmüyoruz.

Câri Açık: Türkiye’nin kronik zayıf noktalarından olan câri açık, düşük petrol ve emtia fiyatlarının desteği ile ciddi bir iyileşme trendi içerisinde bulunuyor. Zor global likidite şartları dolayısıyla finansman tarafı zayıf kalmaya devam etse de, düşen petrol fiyatlarının câri açıktaki iyileşmeye destek verebileceğini düşünüyoruz. Petrol fiyatının mevcut seviyesi, yılbaşından beri ortalaması olan 54 ABD$/varil rakamına göre %38 daha düşük durumdadır. Bu sebeple, câri açıkta gelecek dönem de aşağı yönlü hareketlerin devamını görebiliriz. Bu da TL üzerindeki baskıyı azaltacaktır.

Etiketler :
SON DAKİKA HABERLERİ
hali
İLGİLİ HABERLER