Eşdeğer alan

“Diyarı Küfrü gezdim; beldeler, kaşaneler gördüm
Dolaştım mülkü islamı, bütün viraneler gördüm.”
diyor Ziya Paşa…

Özetle gelişmiş batı ülkelerinin güzel şehirler ve evlerle donandığı, geri kalmış doğu ülkelerinin ise yıkıntı, döküntülerden olştuğu anlatılmakta.
Adına ister rönesans deyin, isterseniz coğrafi keşiflerin sonucundaki sömürgecilik, yada sosyal reformlar… Ama şehircilik planlamalarını toplumu düşünerek yapanlar huzur veren görüntüleri inşa ederelerken, kaderine bırakanlar hüsran veren görüntü kirliliğinin mimarları olarak kalmışlardır.
Geçtiğimiz günlerde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, plan ve yapı yönetmeliğine yeni düzenlemeler getiren bir taslak programı hazırlamıştır.
Geçte olsa batı uygarlığının gelişmesini yakalamak, hatta sollamak güç olmaz inşallah diyesim geldi. Zira biz pilavı, plana tercih eden bir toplumuz. Çarpık yapılaşmayı görürüz elbette, eleştiririz de. Ancak ucu kendimize dokunduğunda ne plan tanımak isteriz, nede program.
Taslakta, imar planlarındaki teknik ve sosyal altyapı alanlarının kaldırılması, küçültülmesi yada yerinin değiştirilmesi “ZORUNLULUK” dışında mümkün olmayacakmış.
Güzel… Güzel de şu “zorunluluk” neyin nesi Allahaşkına? Sana göre zorunlu, bana göre değil. Çünkü kavram göreceli. İşime gelirse zorunlu, gelmezse zorunlu değil.
Halbuki toplumun tüm kesimlerinin kabulleneceği, kesin ve net sözcüklerle ifadelendirilmesi gerekir.
Yeşil alan, çocuk bahçesi, pazar yeri, ana okulu, yaşlılar evi, yaya yolu, ibadethane, eğitim tesisi vb. gibi alanların zorunlu halde kaldırılmaları bu tesislerin bölgeler içinde “eşdeğer” alanın artmasıyla mümkün olacak.
Eşdeğer alan yaratırız yaratmasına da, senin eşdeğerin benim eşdeğerimle örtüşür mü bilinmez. Eşdeğerlik, gerek maddi menfaatlere, gerekse siyasal çekişmelere yol açacak gibi duruyor bence. Zaten kapasitelerinin çok üstünde görevlendirilen “yargı” erkine yeni bir hizmet alanı daha çıkacak. “Eşdeğer Davası”…
Yeri değiştirilen tesisin mevcut plandaki alana göre en fazla 750 metrelik mesafe içinde kalması gerekecekmiş. İbadethanelerin yerlerinin değişmesi gereken durumlardail müftülüğünden görüş alınacakmış.
Özerk görev yapan müftülük varmı ki?… Siyasi otorite ne derse müftülük ister istemez boyun eğmek zorundadır. Hiyerarşide üst makam rica eder, ast makam emir telakki eder. Zaten müftülük izin değil, görüş bildirecek. Yetki yok ki sorumluluk olsun.
Gelişme alanlarında 3 metreden dar yaya yolu, 10 metreden dar trafik yolu açılmayacakmış. Taşıt dönüşü için virajı olmayan çıkmaz yol da yapılmayacakmış. Yolların alt limitleri daha da yükseltilmeli. İtfaiyenin, ambulansların rahatça girip çıkabilmelerine olanak sağlanmalı. Yapılan binaların belki yüzölçümleri farklı olabilir ama görüntü bütünlüğünü sağlayan, göze güzel görünen tarzda olmalıdır. Renk bütünlüğü sağlanmalı ki, allı- dallı bir arabesk bir görüntü ortaya çıkmasın.
Altyapısız bir yerleşim düşünülemez. Elektrik, su, doğalgaz, kablolu hatlar gözü rahatsız etmeyecek biçimde düzenlenmeli. Kanalizasyon ve drenajlar uzun yıllar sonrasına da hizmet verebilecek potansiyellere sahip olmalı ki, her yağmurda sel olup akmayalım.
Taslaklar yasallaştırılmadan önce, bu konudaki uygulamalar incelenmezse, her zamanki gibi yık-yap durumu kaçınılmaz olur. Kentsel dönüşümler, önümüzdeki günlerde pek çok yapı için eşdeğer alanlar aranmasını da gerektireceğe benziyor. Bence halkımızın bilinçlenmesine, eşdeğer alan tespitlerinde onların sağ duyularına ihtiyaç olacaktır.
Sevgiyle kalın…. FERHAN KILIÇ

FERHAN KILIÇ DİĞER YAZILARI:

Kripto para nedir? http://markaworld.com/kripto-para-nedir.html/

Coin’ler içinde en kıymetlisi Bitcoin http://markaworld.com/coinler-icinde-en-kiymetlisi-bitcoin.html/

Beyoğlu Beyoğlu http://markaworld.com/beyoglu-beyoglu.html/

Adabı Muaşeret http://markaworld.com/adabi-muaseret.html/

Kadınlar dedikoduyu sever http://markaworld.com/kadinlar-dedikoduyu-sever.html/

Şarap ve Monşer http://markaworld.com/sarap-ve-monser.html/

Hangi şarapla hangi peynir? http://markaworld.com/hangi-sarapla-hangi-peynir.html/

Eşdeğer alan http://markaworld.com/esdeger-alan.html/