PROF. DR. ASLAN OKULLAR AÇILMADAN ÖNCE DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLERE DİKKAT ÇEKTİ
Solunum Derneği TÜSAD, okulların kademeli olarak açılmasının kararlaştırıldığı bugünlerde önemli uyarılarda bulundu. TÜSAD Çocuk Göğüs Hastalıkları Koordinasyon Kurulu Başkanı Prof. Dr. Ayşe Tana Aslan, okullar açısından Türkiye düşük risk grubundaki ülkelerden biri olarak kabul edilse de, çocukların büyükler açısından risk oluşturabileceğine dikkat çekti. Aslan, iller ve bölgeler bazında özel önlemler alınması gerekebileceğini belirtti.
Bir yandan COVID-19 pandemisi ile mücadelenin aynı şekilde sürmesi diğer yandan mutant virus vakalarının görülmesi, okulların açılmasını tartışmalı hale getiriyor. Durum böyleyken Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un 1 Mart’tan itibaren okularda yüzyüze eğitme başlanacağı açıklamasının ardından, hem ebeveynler hem de eğitimciler heyecanlı bir bekleyişe girdi. Türkiye Solunum Araştırmaları Derneği (TÜSAD) Çocuk Göğüs Hastalıkları Koordinasyon Kurulu Başkanı Prof. Dr. Ayşe Tana Aslan, ülkemiz düşük risk grubunda değerlendirilse bile, büyükler açısından oluşabilecek risklere dikkat çekti. Aslan, okullar açıldıktan sonra yaşanacak gelişmelere göre iller ve bölgeler bazında önlemler alınabileceğini kaydetti.
TÜRKİYE DÜŞÜK RİSK GRUBUNDA
Pandemi döneminde okulların açılmasının tüm dünyada tartışılan bir konu olduğuna dikkat çeken Aslan, şu bilgileri verdi: “Centers for Diease Control and Prevention’a (CDC) göre; okulların açılmasına karar verirken SARS-CoV-2 yayılımı ve toplumdaki COVID-19 sıklığına göre karar verilmesi gerekiyor. CDC, okullarda Covid-19 yayılım riskini belirlerken son 14 günde 100.000’de yeni vaka sayısı ve/veya PCR pozitiflik oranlarına göre okulda COVID-19 yayılımını çok düşük, düşük, orta, yüksek ve çok yüksek riskli olarak sınıflandırıyor. Ülkemizdeki son 14 gündeki veriler göz önüne alındığında okullarda düşük COVID-19 yayılımı riskini işaret ediyor.”
Türkiye gibi okullarının düşük risk grubunda kabul edildiği ülkelerde uyulması gereken kurallar konusunda ise Aslan, şunları dile getirdi: “Bu risk grubundaki ülkeler için okullarda düzgün maske kullanımı, en az 2 metre sosyal mesafenin sağlanması, el hijyenin sağlanması, öksürme hapşırma sırasında mendil kullanılması, temizlik ve dezenfeksiyon malzemelerinin temin edilip önlemlere uyulması, özellikle ortak kullanılan oyun alanları, tuvaletler, kapı kolları gibi yerlerin sık temizlenmesi ve hasta öğrenci ya da personel saptandığında yerel sağlık kuruluşlarıyla yakın temas içinde olunması öneriliyor.”
Ülkemizdeki genel veriler düşük riski göstermekle birlikte vaka yoğunluğunun daha fazla olduğu iller ve bölgelerde daha sıkı önlemler alınması gerektiğini vurgulayan Aslan, okullar açıldıktan sonra da güncel verilerle risk durumuna göre yeni düzenlemeler gerekebileceğini vurguladı.
BÜYÜKLER İÇİN RİSK OLABİLİR!
“Ülkemizde ailelerin çoğunlukla çekirdek aile yerine geniş aile yapısında olduğu göz önünde bulundurulduğunda okula giden çocukların evde yaşayan büyükleri için risk oluşturabileceği akılda tutulmalı” diyen Aslan, bu noktada yapılması gerekenleri şöyle sıraladı: “Çocuklarda büyük oranda pandemi bilinci oluştuğu düşünülse de aileler okula gidecek çocuklara maske- mesafe ve hijyen konusunda bilgilendirme yapmalı. Teması olan ya da COVID-19 ile uyumlu semptomları olan çocuklar okula gönderilmemeli. Yaşadığı evde yaşlı veya kronik hastalıklı bireyler olan ya da bağışıklığı baskılanmış veya kronik hastalığı olan çocukların yüz yüze eğitime devam etmesine aile, çocuğun ya da hasta bireyin doktoru ve okul idaresi ile birlikte karar verilmeli.”
VAKA SAYILARI BELİRLEYİCİ
Dünyada bazı ülkelerde çocukların sosyal gelişimlerini ve ülke ekonomisini desteklemek amacı ile yüz yüze eğitime geçildiğini, ancak vaka sayılarındaki artış durumuna göre yüz yüze eğitime ara verildiğini hatırlatan Aslan, şu bilgileri verdi: “Bu dönemlerde eğitimin aksamaması için mümkün olduğunca eğitimler çevrim içi devam ediliyor. Yüz yüze eğitimin başladıktan sonra devamına ülkemizin güncel COVID verileri, çocukların ve ailelerinin sağlık durumları ve yaşadıkları çevre göz önünde bulundurularak karar verilmesi gerekiyor. Hem aile içinde hem de okullarda pandemi önlemleri açısından gerekli tedbirler alınıp hizmet içi eğitimler yapılması önem taşıyor.”
AŞIDA ÖNCELİK YARARLI OLUR
Aslan, bu arada eğitmenler açısından da şu öneri de bulundu: “Aşılama programında öğretmen ve okul çalışanlarına öncelik tanınması, kronik hastalığı olan öğretmenlerin çevrim içi eğitimlerde görevlendirilmesi pandemi sürecinde yararlı olacaktır.”
TÜSAD HAKKINDA
Göğüs hastalıkları alanında ülkemizin ilk bilimsel meslek kuruluşu olarak 22 Haziran 1970 yılında İstanbul’da kurulan Türkiye Solunum Araştırmaları Derneği (TÜSAD), halen Türkiye genelindeki 4.300 üyesi ile “halkın akciğer sağlığını korumak” amacı doğrultusunda çalışmalarını sürdürüyor. Toplumsal ve mesleki eğitimi, araştırmaları destekleyerek halk sağlığının korunmasına yönelik faaliyetler yürüten TÜSAD, “Tükenmeyen bir nefesle” sloganı ile 50 yıllık geçmişinde 42 ulusal kongre, sayısız bilimsel toplantı, sempozyum, iki dünya kongresi ile bilinçlendirme ve farkındalık projelerine imza attı.