Designist çatısı altında, ulusal ve uluslararası ölçekte projelere imza atan İç Mimar Aslı Arıkan Dayıoğlu, 2022 yılında otel iç mekanlarında karşımıza çıkacak dekorasyon trendlerini değerlendirdi. Aslı Arıkan Dayıoğlu’na göre bu yıl otel yapılarında doğal malzemelerin kullanıldığı, tüm duyulara hitap eden ve ev sıcaklığında tasarımlar ön plana çıkacak.
Designist Kurucusu İç Mimar Aslı Arıkan Dayıoğlu, 2022 yılında otel tasarımlarında konuşulacak yenilikleri ve karşımıza çıkacak dekorasyon trendlerini aktardı. Doğal renkler, dokular ve malzemelerin hakim olduğu, kullanıcıların tüm duyularına hitap eden otel tasarımlarının ön planda olacağını aktaran Aslı Arıkan Dayıoğlu, özellikle sürdürülebilir mekanların başarılı olacağını vurguluyor.
Son iki yıldır yaşadığımız Covid-19 salgınıyla beraber hayatımız ve önceliklerimizin boyut değiştirdiğini aktaran İç Mimar Aslı Arıkan Dayıoğlu, evlerimize dönmemizle beraber, gittiğimiz ve konakladığımız mekanlarda da ev sıcaklığı aramaya başladığımızı dile getiriyor. Tek düze ve fabrikasyon şekilde tasarlanmış mekanlardan ziyade, sanatla ve eski güzel günleri hatırlatan vintage mobilyalarla zenginleştirilmiş farklı mekan arayışlarına girildiğini, bu nedenle daha kişiye dönük ve sıcak mekanların pandemide ön plana çıkmaya başladığını aktaran Aslı Arıkan Dayıoğlu, dolayısıyla tasarımcılar olarak tasarladıkları otellerin daha kişisel ve ev konforundaki mekanlara dönüşmeye başladığını sözlerine ekliyor.
“İnsanlar ne söylediğinizi unutur, ne yaptığınızı unutur ama onlara nasıl hissettirdiğinizi asla unutmazlar” sözünü hatırlatan Aslı Arıkan Dayıoğlu, otel mekanlarında duygu ve hisleri tetikleyici oyunlar yaratmanın kişi üzerinde kalıcı bir izlenim yaratmak için en güçlü araçlardan biri olduğunu ve bunu nasıl başaracağınızı anladığınızda sihrin ortaya çıktığını dile getiriyor.
2019 yılından itibaren değişen ihtiyaçlar ve isteklerin, ikincil ev, sağlıklı ve biyofilik iç mekanlar, sirkadyan aydınlatma teknikleri, iç dış mekan hibridleri trendlerini beraberinde getirdiğini vurgulayan İç Mimar Aslı Arıkan Dayıoğlu, bir örnek otel odaları ve toplu üretim mobilyaların artık ilgi görmediğini, dolayısıyla her otelde görülen standart ürünler yerine, o otele özel tasarımlar veya değerli toplama mobilyalar görmeye başladığımızı aktarıyor. Buna ek olarak otellerde daha önce görmediğimiz Marshall amfi veya her otel odasının vazgeçilmezi olan soğuk ışıklı mini barların yerini bazı otellerde Smeg marka ürünlerin almaya başladığını sözlerine ekliyor.
Konaklama Tasarımları da Çevreye Duyarlı Hale Geliyor
‘’Sosyal mesafe ile evlere dönülünce, insanlar hem gezip hem çalışmaya başladılar. Dolayısıyla otel odasını hem evi hem ofisi gibi kullanan gezginler ortaya çıktı. Eskiden çoğunlukla dışarda vakit geçirildikten sonra gece dönülen odalar, şu anda gündüz de hem ofis, hem spor salonu, hem de mutfak olarak kullanılmakta. Bu da odaların konfor katsayısının artması gerekliliğini ortaya çıkarttı. Yatakta ya da masada çalışılabilen alanlar, mini mutfaklar, odada spor yapılmasına imkan veren ekipmanlar ve teknoloji üzerine eğilindi” diyen Aslı Arıkan Dayıoğlu bunlar dışında en önemli faktörün artık konaklama tasarımlarının da nihayet çevreye daha duyarlı hale gelmesi olduğunu aktarıyor. Özellikle genç nesiller ve yeni jenerasyon otel müşterilerinin sürdürülebilirliğe giderek daha fazla değer verdiğini ve kaldıkları otellerde bu özellikleri aramaya başladıklarını sözlerine ekliyor.
Artık projelerde günümüzün en önemli konusu olan karbon ayak izimizin sorgulandığını, malzeme seçimlerinin ve alt yapının minimumda veya sıfır noktasında karbon ayak izine göre organize olmasının beklendiğini dile getiren İç Mimar Aslı Arıkan Dayıoğlu, bu durumun dünyamız adına çok önemli ve gerekli bir adım olduğunu vurguluyor.
Pandemi ile Otellerde Yaşanan Değişimler
Lobi alanlarında ise sosyal mesafeyi sağlamak için daha az mobilya tercih edilmeye başlandığını aktaran iç mimar, hem Covid-19 hem de İskandinav tarzın baskın hale gelmesi ile nötr, sade ve kolay temizlenebilir malzemeler görmeye başladığımızı dile getiriyor ve ekliyor: “Halı kullanımı azaldı, daha küçük ve yıkanabilir kilimler ön plana çıktı. Yine lobi alanlarında da evimizin sıcaklığını verecek mobilyalar ve aksesuarlar görmeye başladık. Doğal aydınlatma ve yeterli, loş aydınlatmalar değer kazandı.”
Restoranlarda kolay temizlenir, kendi kendini temizleyen, anti bakteriyel malzemeler tercih edilmesi gerektiğini aktaran Aslı Arıkan Dayıoğlu, son bir sene içerisinde çeşitli ar-ge çalışmaları yürüten firmalar tarafından mikrop barındırmayan cam ve seramik malzemeler üretilmeye başlandığını dile getiriyor. Özellikle sirkülasyonun çok yoğun olduğu turizm sektöründe, insanın yüzeylerle ve objelerle çok haşır neşir olduğu iç mekanlarda bu tip malzemeleri görmeye başlayacağımızı aktarıyor ve ekliyor: “Örneğin Şişecam yüzeylerdeki virüs ve bakterileri etkisiz hale getiren bir kaplama üretti, tekstil endüstrisinde de mikro bakteriyel kumaş üretimine yönelik ar-ge çalışmaları yürütülüyor. Bütün bu yeni malzeme arayışının yanında az çok aşina olduğumuz sensörlü dünyaya daha çok girmeye başladık. Başlıca genel mekanlardaki asansör ve tüm kapılarda sensörlü hatta sesle açılan sistemleri daha çok göreceğiz. Banyolarda lavabo bataryalarının yanı sıra, duşlarda da su tüketimini de minimuma indiren daha bilinçli sensörlü sistemlere doğru ilerlemekteyiz.”
Wellness ve SPA Alanları Önem Kazanıyor
SPA alanlarının daha öncelerde otel tasarımlarında az kişi tarafından kullanıldığı için geri plana atılmakta olduğunu fakat artık insanların sağlıklarına ve kondisyonlarına daha çok dikkat etmeye başlamasıyla beraber SPA alanlarının da önem kazandığını aktaran iç mimar, otelin dışından da ziyaretçiye hitap eden, ziyaretçiyi burada daha fazla vakit geçirmek için motive eden SPA tasarımlarını görmeye başladığımızı dile getiriyor.
“İnsanın 24 saatlik mod değişimlerini dikkate alan ışık şiddetinin azalıp çoğaldığı sirkadyan aydınlatma sistemi, toksik olmayan doğal ve geri dönüştürülmüş malzemeler, biyofilik konseptler ön plana çıkmakta. Bununla beraber ahşap ve doğal malzemelerden oluşan fitness ekipmanları göreceğiz” diyen Aslı Arıkan Dayıoğlu, Covid-19 sebebi ile outdoor spor alanlarının önem kazandığını ve Designist olarak Londra’da tasarlamakta oldukları butik otel projelerinde teras alanı ile beraber çalışan bir stüdyo sistemi kurgulamakta olduklarını dile getiriyor.
Pandemi ile birlikte evde spor çağına geçildiğini, çoğu insanın artık başkalarıyla temas halinde spor yapmak istemediğini aktaran iç mimar, buna çözüm olarak hem mevcut otelin stüdyosu ile entegre çalışan hem de kendi sisteminde daha önceden kayıt edilmiş derslerden oluşan sistemler geliştirildiğini sözlerine ekliyor.
Designist olarak yakın zamanda hayatımızdan çıkacak olsa bile Covid-19’un etkilerinin devam edeceğini ve teknolojinin yardımı ile de basmakalıp ve fabrikasyon şeklinde üretilen otellerin geride kalacağını düşündüklerini vurgulayan Aslı Arıkan Dayıoğlu, doğal malzemelere, tüm duyulara hitap eden dokulara yer veren, hijyenik ve ev sıcaklığında tasarımların ön plana çıkacağını ve başarılı olacağını aktarıyor.
Designist Hakkında:
Aslı Arıkan Dayıoğlu 1995-2000 yılları arasında dünyanın en iyi tasarım okullarının başında gelen, Rhode Island School of Design Üniversitesi’nde, İç Mimarlık Bölümü’nü birincilikle tamamladıktan sonra, Türkiye’ye 2000 yılında geri döndü. 2007 yılında Designist adı altında proje ve tasarım firmasını kurdu. Sıradışı fikirler ve detayların peşinden koşan, mekanın ruhunu zenginleştirerek ona anlam katmayı amaçlayan Designist’in tasarıma yaklaşımı, renkleri harmanlayarak, geçmişin nüanslarını taşıyan çağdaş, maskülen ve aynı zamanda feminen ikonik yeni bir mekan algısı yaratmak üzerinedir. Aslı Arıkan Dayıoğlu, Designist çatısı altında profesyonel ekibi ile birlikte yurt içi ve yurt dışında birçok otel, restoran, ofis ve konut iç mimari projelerine başarılı imzalar atmaya devam etmektedir.